Elimizden acıyı çekenle kol kola girmekten başka bir şey gelmeyen acılar vardır. İnsan fiziksel ya da duygusal birçok acı çeker. Kimi acıların misafirliği çok uzun sürmez bir teselli ya da ilaç uzaklaştırır onları bizden. Ama bazı acılar var ki ne ilaç ne de teselli geçirmez onları. Hiç dinmeyen bir ağrı, taze bir kaybın yarattığı…
Başıma kötü bir şey de gelmedi, Ben niye böyleyim? Bazı insanlar anlam veremedikleri yoğun endişe, üzerlerine yapışmış gibi hissettikleri depresyon ve nedensiz gibi görünen özsaygı problemleri ile baş başa kalırlar. Kendileriyle konuştuğunuzda normal bir çocuklukları olduğunu, bir fiske bile yemediklerini, ihtiyaçlarının giderildiğini duyabilirsiniz. Şuanda her şeye sahiptir ama… Amerikan Psikoloji Birliği’nin bir…
Artık, her şey olabilirmiş gibi… İlişkilerinde aşırı yıpranmış, çokça kendinden vermiş ve geriye sanki hiçbir şeyi kalmamış gibi hisseden kişilerden duyduğum bir serzeniştir; “Artık her şey olabilirmiş gibi” Genellikle narsisistik özellikleri ağır basan aile, sevgili ve eşlerle geçen uzun sürelerden sonra insan; özsaygısını, etik değerlerini kaybetmiş, rüzgarın önünde savrulan kuru bir yaprak gibi…
İnsan dünyaya kelimenin tam anlamıyla MUHTAÇ olarak gelir. Belgesellerde doğumuna şahit olduğumuz birçok canlı kısa sürede hayatını devam ettirebilirken insan yavrusu için bu uzun yıllar mümkün olmaz. Muhtaç kelime anlamı olarak; ihtiyaçları olan fakat karşılamaya gücü yetmeyen demektir. Evet hayatta kalmaya ihtiyacımız var ve bunu tek başımıza başarmamız mümkün değil. Hayatta kalmak için…
Çıplak elle uzun süre çalışırsanız önce avuçlarınız su toplar ve şişer. Daha sonra patlar ve geriye kalan deri tam da avuçlarınızın acıyan yerleri ile dış dünya arasında sert bir bariyer oluşturur. Artık acı çekmezsiniz ama HİSSEDEMEZSİNİZDE. Savunma mekanizmaları da aynı avucumuzdaki nasırlar gibidir. Zamanında acıyan yerlerimizin üzerini sert bir kabukla örteriz evet artık acı…
İnsan dünyaya kelimenin tam anlamıyla MUHTAÇ olarak gelir. Belgesellerde doğumuna şahit olduğumuz birçok canlı kısa sürede hayatını devam ettirebilir hale gelebilir ama insan yavrusu için bu uzun yıllar mümkün olmaz. Muhtaç kelime anlamı olarak; ihtiyaçları olan fakat karşılamaya gücü yetmeyen demektir. Evet hayatta kalmaya ihtiyacımız var ve bunu tek başımıza başarmamız mümkün değil. Hayatta…
İnsan yavrusu doğduğunda belki de bir ötekine en fazla muhtaç olan varlıktır. Yani hayatta kalabilmek için sosyalleşmesi gereken bir varlık. Ama bazen bu kadar ihtiyacımız olan bir şey bazılarımız için ızdıraba dönebiliyor. Sosyal fobi yaşayan bireyler bire bir ilişkilerinde ya da kalabalık ortamlarda rezil olacağım ya da bana gülecekler düşüncesinden dolayı ortaya çıkan yoğun kaygıdan…
Carl Gustav Jung; “Bilinçdışımızı bilince çıkarmadığımız müddetçe başımıza gelen şeylere KADER deriz.” Diye ifade eder. Yaşadığımız TEKRARLAYICI problemler DERSE ÇEVRİLEMEYEN DERTlerimiz, psikolojik rahatsızlıklar ise bir konuşma şekli, ruhun lisanıdır aslında. Yaşadığımız sorunlar (dikiş tutmayan ilişkiler, memnuniyetsizlik, mutlu olamama, panik atak, sosyal fobi…) öğrenmemiz gereken bir dil, öğrenene kadar da girmek zorunda olduğumuz DERDE…
Her an bir şey olacak diye korkuyorum! Kendime olan güvenim yerle bir oldu! Kalp krizi geçireceğim! Sanki delirecek gibiyim! Eyvah ölüyorum! Gibi serzenişler panik ataktan muzdarip insanlardan duyduğumuz şeylerden bazılarıdır. Panik Atak Sağlıklı Düşünebilmeyi Engeller Panik atak insanların hayat kalitesini çok ciddi derecede azaltan, yaşam enerjisini sömüren psikolojik bir bozukluktur. Panik atak geçiren…
Bitirilmemiş işler, giderilmemiş ihtiyaçlar, söylenmemiş sözler uzun yıllar psikoloji ve psikoterapinin ana konularından biri olmuş ve olmaya da devam etmektedir. İster ebeveyn çocuk ilişkisi olsun, isterse de karı koca ya da sevgililer arasındaki ilişkiler olsun. Eğer geçmişimizde doyurulmamış ihtiyaçlarımız, bitirilmemiş işlerimiz varsa farkında olmadan geçmiş bugünümüzü etkilemeye devam etmektedir. Duygu odaklı terapi’nin kurucusu…