Bağlanma Kuramının önde gelen isimlerinden Ainsworth, çocukların bağlanma stillerini belirlemek için Yabancı Ortam Testini geliştirmiştir. Testin amacı çocuk ebeveyn ilişkisinin ürünü olan bağlanma stillerinin tepsit edilmesi ve çocukların Keşif, Gelişim ve Öğrenme için ihtiyaç duydukları Güvenli bir Liman, Dayanak işlevinin anne baba tarafından sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesidir.
Sistem kısaca şöyle işliyor; anne ile çocuk içinde çeşitli oyuncak ve yabancı bir uzmanın olduğu odaya alınıyor, anne bir müddet sonra odadan çıkıyor ve tanımadığı biri ile odada kalan çocuğun tavırları anne tekrar geri geldiğinde ki hali ve annesini karşılama biçimi gözlemleniyor.
Yapılan gözlemler şöyle kategorilere ayrılıyor;
Güvenli Bağlanan Çocuklar: Annelerinin ayrılmasını sıkıntıyla karşılıyor ve annelerine ulaşmak için kapıya yöneliyorlar, uzmanın sakinleştirici tavırlarına pek ilgi göstermiyorlar. Kısa süre sonra anne içeri geldiğinde birbirlerini çoşkuyla karşılıyorlar ve anne çocuğunu kolayca sakinleştirebiliyor. Yani; “Ayrılığa Tepki Verip Kavuşmayı Çoşkuyla Karşılayabilmek” çocuk için güvenli bağlanmanın bir göstergesidir. Yani; “Senin Gelip Beni Sakinleştireceğine, Kavuşacağımıza İnancım Tam.” Der Gibidirler. Bu his zamanla gelişerek annenin olmadığı ortamlarda bile çocuğun öğrenme ve keşif hareketlerini destekler.
Bu çocukların anneleri çocuğunu iyi tanıyan, ne yapması gerektiğini bilen ve çocuğun duygusundan ihtiyaçlarını tahmin edebilen sakin kişilerdir.
Kaygılı Bağlanan Çocuklar: Bu çocuklar ayrılığa şiddetli tepki verip anne geldiğinde ona yapışıyorlar fakat anne çocuğu sakinleştiremiyor. Ayrıca hem annenin hem de çocuğun kaygısı azalmıyor maalesef. Bu çocuklar; “Bakım Verenlerin Sevgisinden Sürekli Şüphe Duyuyor ve Sakinleştirme Çabaları ise Onlara İnandırıcı Gelmiyor” sanki her terk edilebililermiş gibidir.
Bu çocukların anneleri çocuklarının ihtiyaçlarını tahmin etmekte zorlanan, çocuğun kaygısı arttıkça kaygılanan, kafası karışık, kendilerini çaresiz hisseden iyi niyetli kişilerdir.
Kaçıngan Bağlanan Çocuklar: Bu çocuklar ise anneleri ortamdan ayrıldığında stres tepkisi vermez, bağımsız bir şekilde oyunlarına devam ederler, anne geri geldiğinde istiflerini bozmazlar. Sanki hiçbir şeyden etkilenmiyorMUŞ GİBİDİRLER. Ancak bu çocukların nabız hareketleri incelendiğinde dışarıdan sakin görünseler de içlerinde fırtına kopuyormuş gibidir. Bu çocuklar annelerine güvenmemeyi ve “Kendi Başlarının Çarelerine Bakmak Zorunda” olduklarını öğrenmiş gibidirler. Bu çocuklar ne kadar sakin görünseler de içlerinde kopan fırtına gelişim, keşif ve öğrenme fırsatını baltalamaktadır.
Bu çocukların anneleri ise şiddete meyilli, çocuğun ihtiyaçlarını hiç anlamayan ya da loğusalık depresyonu yaşayan, travma geçirmiş ve büyük bir kayıp yaşamış çocuklarıyla uzun süre duygusal bağ kuramamış kişilerdir.
İşin en ilginç tarafı ise bağlanma stillerinin değişime dirençli olmasıdır, yapılan araştırmalar yaşamın ilk 3 yılında geliştirilen bu yapıların biz farkında olmadan hayatımızı şekillendirmeye iş ve ilişkilerimizi yönetmeye devam ettiğini göstermektedir.
Bu sebeple bağlanma kuramının kurucusu Bowlby”nin;” Ebeveynlik ile ilgilenmek büyük oynamaktır.” sözüyle yazıya son vermek isabetli olur kanaatindeyim.
Sağlıcakla kalın…
Uzman Klinik Psikolog (Samsun Psikolog)