Cehennemin dibinden kendime ağır usul bir yolculuk…
İnsanın “KENDİM” dediği yapı uzun süreli insan ilişkilerinin doğal sonucudur. Biz ilişki kurarak “SANDIĞIMIZ” kişiye dönüşürüz ve bu dönüşüm bazen tırtılın kelebeğe evrilmesi gibiyken, bazen de Kafka’nın Gregor Samsası gibi kendini böcek gibi hissetmeyle de sonuçlanabilir.
Yıpratıcı ilişkiler kim olduğumuzu unutturan (narsistik), kendimizden şüphe duymamıza (gaslighting) neden olan, aynada gördüklerimizde bir sorun varmış (ghosting) gibi hissettiren ilişkilerin genel adıdır.
Kernberg, narsisistik aşkı bir limonu posası kalıncaya kadar sıkmaya benzetir. Başta iştah açıcı olan limondan geriye posası kaldığında o artık ihtiyaç duyulan değil yük gibi görülen bir şeye dönüşür. Yıpratıcı ilişkilerden sonra da insan kendinden geriye değerli bir şey kalmamış gibi hisseder.
Hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağına inanan, sahip olduğu güzelliklere şüpheyle bakan, sevilebilir olmadığına inandırılmış kişiler kendi kişisel cehennemlerinin dibine doğru hızla yol alırlar ve insan orda ne kadar fazla kalırsa kendine dönemeyeceğine de o kadar çok inanır.
Kendime Nasıl Gelirim?
Yıpratıcı ilişkilerin en belirgin özelliklerinden biri de kişiyi YALNIZLAŞTIRMASIDIR. O sebeple ilişki öncesi sosyal ve ailevi ilişkilerinize geri dönmek kendinize doğru yolculuğun ilk ve en önemli adımıdır.
Yıpratıcı ilişkiler kendilik algımızı derinden sarstığı (kendini değerli hisseden birinin kendinde kıymete değer bir şey olmadığına inandırılması) için ŞÜPHE ve BELİRSİZLİK böyle zamanların en belirgin özellikleridir. İnsan zihni belirsizliğe karşı çok savunmasız olduğundan; iş, aile, arkadaş ve günlük hayatın organize edilmesi gibi SAĞLIKLI RUTİNLERE SIKICA SARILMAK belirsizliğin panzehiridir.
İnsanın kendisiyle ilişkisi bu denli bozulduğunda daha sonra pişman olacağı şeyleri (duygusal yeme, madde alkol kullanımı, rastgele cinsel ilişki, alışveriş vs.) yapmaya daha meyilli olur. Neye meyilli olduğunuzu bilirseniz döngüye girmeniz zorlaşır veya ne zaman yardım istemeniz gerektiğini fark edersiniz.
Kendine gelme süreci ağır usul, düşe kalka bir süreç olduğu için yapacağınız hatalar sizi yolunuzdan çevirmesin. Kendinize gelmeye çalışıyorsunuz, oruç tutmuyorsunuz; korkmayın bozulmaz. Düşerseniz -ki düşeceksiniz- kalkın ve devam edin.
Winston Churchill: “Eğer cehennemin içinden geçiyorsanız yola devam edin” der.
Joachim Bauer: “Hiç kimse kendi kendine hasta olamaz, hasta olabilmek için yakın bir ötekine ihtiyaç vardır. Aynı şekilde hiç kimse kendi kendine iyileşemez yine iyileşmek için de yakın bir ötekine ihtiyaç vardır” der. O sebeple bu süreci eski bağlarınızı onararak bu mümkün değilse de bir ruh sağlığı uzmanından yardım alarak destekleyebilirsiniz.
Samsun’da veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşadığınız bağlanma bozuklukları, tekrarlayan toksik ilişki sorunlarında psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunuzda online ya da yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmeti almak için samsun psikolog Hasan Duran’a ulaşabilirsiniz.
YanıtlaYönlendir
|