İnsanoğlu kendini ifade etme aracı olan dili neredeyse 2 yaşına kadar kullanamaz. Dilin imkânlarından faydalanamaması kendini ifade edemeyeceği anlamına gelmese de ihtiyaçlarının karşılanması, kelimelerin başrolde olmadığı bu erken dönem iletişim tarzını anlayacak birinin varlığına olabildiğine muhtaçtır. Bebeğinin dilinden iyi anlayan bir anne ile bebeğini gördüğümüzde kelimelere pek de gerek kalmadan iletişim kurulabildiğine şahit oluruz.…
Çocuklar ebeveynlerin; ilgisi, sevgisi ve şefkati kadar belirledikleri Sağlıklı Sınırlara da ihtiyaç duyarlar. Sınırlar hem kendimizin hem de başkalarının kişisel alanlarını tayin eden, gerçek özgürlüğün ne olduğunu anlamamızı sağlayan şeylerdir. Özgürlük kendi kişisel alanımızda istediğimizi yapabilmemizdir. Maalesef günümüzde aileler bazı durumlarda Özgürlük ile Sınır Bilinmezliği birbirine karıştırmaktadır. AMAN PSİKOLOJİSİ BOZULMASIN diye olabildiğine…
Carl Gustav Jung; “Bilinçdışımızı bilince çıkaramadığımız müddetçe başımıza gelen şeyleri KADER zannederiz.” Der. Beynimiz geçmiş deneyimlerimizden ders alıp geleceği TAHMİN etme prensibiyle çalıştığı için Jung pek de haksız sayılmaz. Geçmişte yaşadığımız, tekrar eden olumsuz deneyimler beynimizi tabir-i caizse OTOMATİK pilota bağlamakta ve mantıklı düşünce devre dışı kalabilmektedir. Sanki GEÇMİŞ bugünümüzü esir almış “GEÇMEMİŞ” gibidir. Sizin de hayatınızda tekrar eden…
Güvercin’in biri sürekli yuva değiştiriyormuş, bir süre kaldıktan sonra yuvalarda kötü kokular oluşmaya başlıyor ve bu kokular yüzünden tekrar tekrar yuva yapmak zorunda kalıyormuş. Ama her defasında yuvalar tekrardan kokmaya ve göç yolu güvercine gözükmeye başlıyormuş. Bütün bu olanlardan çok yorulan güvercin, Bilge bir güvercinin yanına giderek durumu izah etmiş. Bilge güvercin cevap…
Toplumumuzdaki yaygın kanı psikolojik destek alan kişilerin; pasif, kendinden emin olmayan, problemlerini kendi çözemeyen, uzun lafın kısası kendine yararı olmayan kişiler olduğudur. Sahiden De Böyle Midir? Bunun böyle olup olmadığını anlamanın en kolay yolu psikoterapi sürecinde nelerin olduğunu bilmekten geçer; Psikoterapiye gelen kişi MASKELERİNİ (Görmemiz istenen) değil ÖZÜNÜ (Olan) göstermeye cesareti olan…
Hepimiz parmak izlerimiz gibi eşsiz ilişki kurma stillerine sahibiz. Bu stiller (bağlanma stilleri) bazen işimizi kolaylaştırırken, bazen de hiç farkında olmadan bizi yiyip bitiren bir ilişkinin içinde sıkışıp kalmamıza neden olabilir. Eşinizin ve kendinizin ilişki kurma stillerini öğrenip aranızdaki problemlerin çözümünü kolaylaştırmak ve ilişkinizi güçlendirmek için bilimsel temelleri sağlam olan bu kitaptan faydalanabilirsiniz. …
Her ne kadar 2 yaş civarında çocuklar konuşma kabiliyeti kazansa da dilin imkânlarından tam manası ile yararlanabilmeleri biraz zaman almaktadır. İçinde bulunan durumu konuşarak ifade etmenin mümkün olmadığı durumlarda çocuklar yoğun duygusal, davranışsal tepkilerle konuşurlar. Bu yoğun tepkiler (huysuzluktan kendine ya da çevresine zarar vermeye kadar…) bazen içinde bulunan durumunun çocuklara ağır gelmesinden kaynaklanırken, bazen…
Bazı yaralar derin bir kuyu gibidir, düştükçe düşersin, düşüş halinin devamlılığı kuyuyu tarif etmeni de engeller. Tarif edemediğin, anlam veremediğin her şey gibi YARALAR’da gözünde büyüdükçe büyür. Çünkü tarif etmek bir nevi sınırları tayin etmektir. Tarif edilemeyen yaraların, sınırsız acılara sebebiyet vermesi de bundandır. Sahi Ne Olabilir Tarifsiz, Sınırsız Acılar? İnsan kadar bir ötekine…
Yazıya bir hikaye ile başlamak uygun olur zannedersem. Hikayemiz çok soğuk geçmekte olan kış gecelerinde soğuktan donup ölmemek için kirpilerin sağlamaya çalıştıkları dengeyi anlatmaktadır. Soğuk kış geceleri en çok kirpileri etkilemiştir, onların kalın kürkleri yoktur, bütün bunlar yetmezmiş gibi birbirlerine sokulup ısınmalarına mani olan dikenlere de sahiptirler. Kirpi meclisi toplanır ve kışı geçirmek için birbirlerine daha yakın…
Bowlby bağlanma kuramının kurucusudur ve bağlanmayı şöyle tarif eder;” Başka birine (anne, baba ya da bakım veren kişi) karşı duygusal yakınlık kurmayı isteme ve bunu sürdürmeye çaba göstermek.” Siz de takdir edersiniz ki insan yavrusu diğer canlılar arasında bakıma en fazla muhtaç olandır. Bu sebeple bakım verene uyum göstermeye ve bu uyumu sürdürmeye olan ihtiyacı…