Bitirilmemiş işler, giderilmemiş ihtiyaçlar, söylenmemiş sözler uzun yıllar psikoloji ve psikoterapinin ana konularından biri olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
İster ebeveyn çocuk ilişkisi olsun, isterse de karı koca ya da sevgililer arasındaki ilişkiler olsun. Eğer geçmişimizde doyurulmamış ihtiyaçlarımız, bitirilmemiş işlerimiz varsa farkında olmadan geçmiş bugünümüzü etkilemeye devam etmektedir.
Duygu odaklı terapi’nin kurucusu Leslie Greenberg; “Bir yere gitmeden oradan geri dönülemeyeceğinden” bahseder. Demek istediği şey bitirilmemiş işlerimiz, giderilmemiş ihtiyaçlarımız, öncelikle fark edilip, kabul edilmeden o konuyla alakalı yaşadığımız problemlerden kurtulamayacağımızdır.
Yapılan araştırmalar; beynimizin yarım kalan işlerle, tamamlanan, biten işlere nazaran daha fazla meşgul olduğunu göstermektedir. Rus psikolog Bluma Zeigarnik yaptığı araştırmalarda; insanların yarım kalmış, tamamlanmamış şeyleri daha kolay hatırlayabildiğini ortaya koymuştur. Yani bitirilmemiş işlerimiz zihnimize yük olmaya devam etmektedir.
Bitirilmemiş İşlerimizi Nasıl Fark Ederiz?
Aslında bu pek de zor bir şey değil. Hayatınızda zorlandığınız, her seferinde aynı sonucu aldığınız, bu sefer farklı olacak demenize rağmen bir şeyin değişmediği her işinizde geçmişe ait doyurulmamış bir ihtiyaç, bitirilmemiş bir iş vardır diyebiliriz.
Bitirilmemiş işlerimiz; aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklediğimiz durumlarda kendini gösterir.
Beşinci sevgilinizi de günde 30 defa arayarak kendinizden uzaklaştırdığınızda dikkat edilmesi gereken nokta sevgilinizin tavrı değil sizin terk edilmeye olan hassasiyetiniz ve ihtiyaç duyduğunuz aşırı yakınlık hissidir.
Çocuğunuzla geçirdiğiniz her öğün ona bir şeyler yedirebilme savaşı’na dönüyorsa karşınızdaki değil aklınızdaki, zihninizdeki çocuk aç olabilir. Yani hayalinizde kurguladığınız çocuk ile karşınızdaki çocuğun ihtiyaçları birbirine uymamaktadır. Belki de doyurulmaya ihtiyacı olan anne babasından gerekli ilgi ve şefkati görmeyen kendi çocukluğunuzdur.
Kendinizi yetersiz ve değersiz görüyorsanız emin olabilirsiniz ki karşınızdaki herkesin de sizi öyle gördüğüne inanırsınız. Değerli ve yeterli olmaya dair bitirilmemiş işleri olan insanlar kendilerini ya da sevgililerini ya göklere çıkarır ya da yerin dibine sokar onlar için eşitlik diye bir şey yoktur.
Görüldüğü gibi bitirilmemiş işler hayatımızın her alanını biz farkında olmadan etkilemeye hatta işgal etmeye devam etmektedir. Eğer sizin de hayatınızda tekrar eden ilişkisel sorunlar varsa orada bitirilmemiş bir iş olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Yazıya yine Leslie Greenberg’in sözüyle son vermek istiyorum; “Bir yere gitmeden oradan dönemeyiz.” Yani bitirilmemiş işlerimizi halletmeden tekrar eden ilişkisel sorunlarımızı çözebilmemiz maalesef pek mümkün değildir.
Sağlıcakla kalın…
Hasan DURAN
Uzman Klinik Psikolog (Samsun Psikolog)