Çocuk yetiştirmekte moda gibi dönem dönem değişen bir olgu sayılabilir. Dedelerimizin zamanında evde aile büyüklerinden biri varken çocuğu sevmek saygısızlık addedilirdi. Çoğu aile büyüğünüzden şöyle şeyler duymuş olmanız mümkün; ‘’Bir babamızın yanında çocuğumuzu sevemezdik şimdiki gençler çok rahat.’’
Babalarımızın döneminde ise disiplin her şeydi ve ne yazık ki çocukları disipline etmenin; bağırmak, korkutmak (akşam baban gelince…), bazen de dayak (dayağın cennetten çıkma olduğuna, kızını dövmeyenin dizi döveceğine inanılan zamanlar) dışında pek de alternatifi olduğu düşünülmezdi.
Geriye dönüp baktığımızda aslında zamanın normal akışında seyrettiği lakin yönelimlerimizin yerinde saydığı kapalı bir dünya düzeninden, eğitim seviyesinin arttığı, insanların daha da özgürleştiği, bununla birlikte toplumun sahip olduğu çocuk yetiştirme tutumlarının da değiştiği bir döneme girdik.
Bu dönemin çocuk yetiştirme tarzının merkezinde ise şu cümle yatıyor; ‘’AMAN PSİKOLOJİSİ BOZULMASIN’’ Anne babaların çocuklarının ruh sağlığını önemsediği bir dönemdeyiz. Ama bazı anne babalar bu durumla gereğinden fazla meşguller ve gelişimin olağan akışına kendilerini bırakmakta zorlanıyorlar.
Bu anne babaların ortak özelliği; çocuklarının başlarına bir şey geleceği korkusunu yoğun yaşamaları ve ebeveynlik işinde iyi olduklarına bir türlü ikna olamamalarıdır. YA YANLIŞ BİR ŞEY YAPARSAM, YA BENDEN NEFRET EDERSE korkusu ellerini kollarını bağlamakta, çocuklarına kaldıramayacakları bir serbestlik (özgürlük değil) tanıyarak sınırlarını öğrenmelerini engellemektedirler. Bu tip ailelerde rollerin sıklıkla karıştığını görebilirsiniz; çocuk sanki evin hakimi gibidir, yeme, içme, yatma, kalkma onun isteğine göre belirlenir. Bu anne babaları kaygılı, çaresiz, utanmış bakışlarından ve yorgun hallerinden tanıyabilirsiniz.
Neden Böyle Olur?
Çocuklar sınırlarını bilmeye muhtaç varlıklardır. Sağlıklı belirlenmiş sınırlar çocukların belirli bir alanda ÖZGÜRCE hareket etmelerini sağlar. Sınır koyulmaması çocukların KAFASINI KARIŞTIRIR ve kafası karışan çocuk, anne babasının sınırlarını zorlamaya başlar. Aslında çocuk; ‘’Bana sınırlarımı göster, ne yapmaya hakkım var onu bileyim.’’ demek istemektedir. Anne babaların yanlış yapmamak adına sınır koymamaları ya da koyamamaları çocukların kafa karışıklığını arttırmakla birlikte HIRÇINLAŞMALARINA (anne babaya, eşya’ya ya da kendisine vurma, zarar verme…) neden olmaktadır.
Ne Yapmalı? Paradoksu Anlamak!!!
Anne babaların kafasını ne yaparlarsa yapsınlar çocuklarının tatmin olmaması karıştırmaktadırlar. Onlar yönetimi devrederek bunların geçeceğini düşünürken, aslında çocukların ihtiyacı tam tersidir; ‘’ANNE BABANIN YÖNETİMİ ELE ALMASI’’ Çocuklar sınırları belli (katı değil) kişilerin yanında rahatlar, özgürce keşfe ve oyuna dalabilirler.
UNUTMAYIN!!!
Çocuklarınız sizden daha değerli hiçbir şeye sahip değiller. Bunu unutmadan onların ihtiyacı olan sağlıklı sınırları belirleyin ve arkasında durun. Çocuğumun gözünden düşmeyeyim derken kendinizi kaygılı, çocuğunuzu ise sınır bilmez birine dönüştürmeyin.
Sağlıcakla kalın…
Uzman Klinik Psikolog (Samsun Psikolog)