Psikoterapi deyince akla terapist ile danışanın konuşarak danışana yardım etmeye çalıştığı bir süreç gelmektedir. İnsanoğlunun soyut kavramları anlayıp, dilin imkânlarından sonuna kadar yaralanarak kendini tam olarak ifade edebilir hale gelmesi ortalama olarak 12 yaş ve sonrası döneme denk gelmektedir. Buradan soyut işlemler dönemine geçmemiş bir çocukla konuşarak terapi yapılamayacağı anlaşılmaması gerekse de kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar hepimizce malumdur.
Çocukların sözel ifade konusunda yaşadıkları gelişimsel sorunlar nedeniyle; oyun terapisi, resim analizi ve ailenin psikoterapi sürecine aktif katılımı hayati önem taşımaktadır. Oyun terapisinin usta isimlerinden Garry Landreth; oyunun çocuğun dili, oyuncağın ise kelimeleri olduğunu belirtmiştir. Çocuk resimlerinin psikoterapi sürecinde kullanılması çocukların bilinçdışı arzu ve korkularını resim vasıtasıyla ifade edilmesinin önünü açtığı bilinmektedir. Ayrıca sistem yaklaşımını baz aldığımızda aile bir sistemdir ve her parça az ya da çok sistemi etkiler. Çocuğun psikoterapi vasıtasıyla gelişim göstermesi aileyi etkilerken anne babanın tutumundaki gelişim ailenin olumlu manada değişimine daha hızlı katkı sağlamaktadır.
Bu yazımızda çocuk psikoterapisinde zor ebeveynlerle çalışırken nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği ele alınacaktır. Aileler çocuklarını psikoterapi için getirdiklerinde, terapistin bilmesi gereken aileye ve çocuğa dair bir takım konu başlıkları vardır. Bu konu başlıklarını irdelerken terapist aynı zamanda ailenin ebeveynlik stillerini, konuya yaklaşımlarını ve sorunun çocuğu olduğu kadar anne babayı da nasıl etkilediğini anlamaya çalışmalıdır. Çocukla psikoterapi sürecinde olumlu gelişim, terapistin çocukla kurduğu ilişki kadar anne babayla kurduğu ilişkiye de bağlıdır. Hele ki zor bir ebeveyn söz konusuysa o kişiyle kurulan ilişki sürecin kaderini tayin edebilir.
Çocukla psikoterapi sürecinde terapistin irdelemesi gereken konular ve ailenin sürece katılımında dikkat edilmesi gerenler aşağıdaki başlıklarda incelenmiştir;
1. Psikoterapiye Geliş Sebebi
2. Çocuğun Gelişim Öyküsü
3. Anne Babanın Kendi Ailelerindeki Deneyimleri
4. Anne Babanın İlişkisi
1. Psikoterapiye Geliş Sebebi
Çocuklarındaki birtakım sıkıntılı durumlar için yardım talebinde bulunan bir anne babaya yardım etmenin ilk adımı anne babanın sorunu nasıl tanımladığını anlamaktır. Eşler arasında sorunun ortak bir tanımı var mı? yoksa annenin sorun olarak gördüğü şey baba için normal ve abartılmaması gereken bir durum mu ya da tam tersi mi? (5 yaşını doldurmuş bir çocuğun gece altına kaçırması eşlerden biri tarafından normal diğeri tarafından anormal karşılanması) Çocuklar anne babalarının tabir-i caizse aynaları gibidir, çocuklarında meydana gelen birtakım aksaklıkları görmek birçok anne babayı sanki kusurlularmış gibi hissetmelerine neden olmaktadır. O sebepledir ki eşlerden biri problemi görmezden gelip durumu normalleştirme eğiliminde olabilir.
Ne Yapılabilir?
Çocuğun süreçte kalabilmesinin yolu problemi inkar eden ebeveynin anlaşılmasında yatmaktadır.
‘’Normalleştir + Anladığını Göster + Sürecin Yeri Doldurulamaz Bir Parçası Olduğunu Hissettir’’
Örnek; Çocuğunuzun yaşadığı sıkıntılar yaşıtları arasında son zamanlarda sıkça gördüğüm bir durum, çocuklar ve aileler bu durumdan baya dertliler (Normalleştir) Sizde aile olarak bu durumdan baya yara almışsınız ve gördüğüm kadarıyla terapiye gelmekte dahil birçok şeyi yapmışsınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz. Bu süreç sizin içinde en az çocuğunuz kadar yıpratıcı olmuş (Anladığını Göster) Son birkaç seanstır çocuğunuzun sizinle ilişkisini görme fırsatım oldu ve çocuğunuz sizi çok önemsiyor, onun için yeri doldurulmaz birisiniz. Psikoterapi sürecinin sağlıklı ilerlemesi için varlığınız olmazsa olmaz (Sürecin Yeri Doldurulamaz Bir Parçası Olduğunu Hissettir)
2. Çocuğun Gelişim Öyküsü
Bağlanma, çocuğun başta anne olmak üzere ebeveynleriyle kurduğu ilişkinin kalitesine göre şekillenen (güvenli/güvensiz) hayati bir durumdur ve Bowlby’nin ifadesiyle ‘’beşikten mezara’’ etkisi devam eder. Gelişim öyküsünün bağlanma perspektifinden irdelenmesi anne, baba, çocuk ilişkisindeki aksaklıkları anlamada faydalı olabilir.
Nasıl Anlaşılabilir?
Mesela; İstenen, planlanmış bir gebelik miydi? Hamile olmak nasıl bir duyguydu? Bebeğiniz için umutlarınız ve beklentileriniz nelerdi? Her şey beklediğiniz gibi oldu mu? gibi sorulara verilen yanıtlar ailenin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya ne kadar hazır olduğunu anlamamızı kolaylaştırabilir.
Çocuğun yürüme ve konuşma yaşı fiziksel ve bilişsel gelişimi hakkında bilgi verirken, tuvalet, yemek yeme ve uyku gibi konularda anne ile kurduğu ilişkinin niteliği özerklik ve bireyselleşmesi hakkında bilgi verebilir.
Ayrıca çocuğun uzun süreli anneden uzak kaldığı bir durumun olup olmaması, çocuğa yoğun acı verecek bir olay ya da tıbbi müdahalenin yaşanıp yaşanmadığı hakkında bilgi edinmek güvenli bağlanmayı olumsuz etkileyebilecek ya da travmaya neden olabilecek durumlar hakkında bilgi sahibi olmamızı ve aileye vereceğimiz psikoterapi hizmetinin kalitesini doğrudan etkileyecektir.
3. Ebeveynlerin Kendi Ailelerindeki Deneyimleri
Sürecin başından itibaren her bir ebeveynin kendi bağlanma geçmişini ve ailesi ile ilişkisini irdelemek faydalı olabilir. Çocuğun yaşadığı sorunlara benzer sorunların anne babanın geçmişinde olup olmadığını araştırarak başlayabiliriz.
Nasıl Araştırılır?
Anne babaya; ‘’Sizin aile ortamınızda büyümek nasıldı? Kaçıncı çocuktunuz? Bir çocuk olarak aile içinde nasıl bir rolünüz vardı? Anne babanız disiplini sağlamak için ne yapardı? Anne babanızın sizden beklentileri nelerdi? ‘’ gibi sorularla ailelerinden gördükleri davranışları çocuklarına karşı sergileyip sergilemediklerini fark etmeleri sağlanabilir.
Nasıl İfade Edilir?
….. Hanım/Bey sanki çocukluğunuzda yaşadığınız sorunların aynısını sizin çocuğunuz da yaşıyor gibi…
Yıllarca anne babanızın tavırlarından dem vurup aynısını çocuklarınıza yapıyor olmak çok zor olmalı…
Uzun yıllar maruz kaldığınız ve hoşlanmadığınız davranış, beklenti ve tutumları kendi çocuğunuza uyguladığınızı görmek sizi hayal kırıklığına uğratmış olmalı, insanların yaşadığı şeyleri yaşatma eğiliminde olmaları hoş olmasa da bir gerçek maalesef. Ama çocuğunuzun terapi sürecine aktif olarak katılan birçok ebeveyn gibi sizde çocuğunuza karşı davranışlarınızı, beklentilerinizi değiştirebilirsiniz.
4. Anne Babanın İlişkisi
Deneyimsel oyun terapisi yaklaşımının kurucusu Byron Norton; ‘’Bir çocuğun 3 tane ebeveyni vardır; annesi, babası ve anne babasının ilişkisi’’ der. Anne babanın birbirlerine karşı tavrı evin atmosferini belirleyen en önemli şeydir ve çocuklar bundan yoğun olarak etkilenir. Çocuklar gelişimsel olarak anne babaları arasında yaşanan sorunların kendilerinden kaynaklanmadığını anlayacak olgunluğa kolayca ulaşamazlar ayrıca benmerkezci tavırları olayların merkezine kendilerini alarak evdeki sorunlardan kendilerini sorumlu hissetmelerine neden olur.
Semptom üreten çocuk fenomeni de az rastlanan bir durum değildir. Çocuklar sorun yaşayan ebeveynlerini bir arada tutmak için kendilerini bilinçdışı olarak sorunlu hale getirebilirler. Çocuk sorun (semptom) ürettikçe ebeveynler kendi sorunlarını bir kenara bırakıp çocukla ilgilenirler ve bu aileyi bir arada tutmak için çocuğun bilinçdışı olarak bulduğu ve çocuğa zarar veren bir durumdur. Bu gibi durumlarda dikkat edilmesi gereken çocuğun semptomları kadar anne babanın ilişkisidir de.
Nasıl Yaklaşılır?
Çocukla çalışmak kadar anne babanın da kendi sorunları için yardım alması sürece olumlu etki eder. Hatta bazı durumlarda anne babanın sorunlarını halletmesi evin atmosferini etkileyeceği için çocuğun yardım almasına bile gerek kalmayabilir.
Nasıl İfade Edilir?
‘’Çocuğunuzun yaşadığı sorunlar sizi çok üzüyor ve ona yardımcı olmayı çok istiyorsunuz. Sizinle çalıştığımız süre zarfında aranızda birtakım sorunlar olduğunu ifade ettiniz. Tıpkı uçaklarda yapılan hatırlatmalar gibi bir sorun olduğunda oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuklarınıza takmalısınız. Çünkü kendisi yardıma ihtiyaç duyan biri başkasına kolay kolay yardım edemez. Bu sebeple eşinizle aranızdaki sorunları çözmeniz için bir çift terapistinden yardım almanız uygun olur diye düşünüyorum.’’
Çocuklarla çalışırken zor ebeveynler diye tabir edilen; hassas, kırılgan, alıngan, dediğim dedik… birçok kişiyle karşı karşıya kalmaktayız. Zor ebeveynlerle çalışabilmenin şartı içlerinde incinmiş, yaralanmış bir çocuk olduğu gerçeğini kabullenmekten geçer. Bu incinmiş, yaralanmış tarafları çocuklarının ihtiyaçlarını anlamalarını zorlaştırır. Hatta bazen kendi ihtiyaçlarının yoğunluğu çocukların ihtiyaçlarını görmelerini engelleyebilir. Zor ebeveynlerin; güvende hissetmek, kabul görmek ve anlaşılmak gibi temel ihtiyaçları karşılandığında sürece olumlu katkı verebilir hale gelmeleri de kolaylaşacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Hasan DURAN
Uzman Klinik Psikolog (Samsun Psikolog)
KAYNAKÇA
Theraplay 1. Kitap